1 ŞİİR MİLYONLARCA ANLAM

Haberler

07.10.2013 20:32

CAHİT SITKI TARANCI (BAHAR YELİ)

BAHAR YELİ   Nihayet damlarda leylekler göründü  Upuzun gagalarını...
07.10.2013 18:04

NAZIM HİKMET (SENİ DÜŞÜNÜRÜM)

NAZIM HİKMET   Seni düşünürüm Anamın kokusu gelir burnuma Dünya güzeli...
07.10.2013 18:02

NAZIM HİKMET (SENİ DÜŞÜNMEK)

  NAZIM HİKMET     Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey, Dünyanın en...
07.10.2013 17:58

ORHAN VELİ (BİR GARİP ORHAN VELİ)

Bir Garip Orhan Veli İstanbul’da Boğaziçi’nde  Bir garip Orhan Veli’yim  Veli’nin...
07.10.2013 17:56

ORHAN VELİ (İSTANBULU DİNLİYORUM

İSTANBUL'U DİNLİYORUM   İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir...
07.10.2013 16:57

CAHİT SITKI TARANCI (YAŞ OTUZ BEŞ)

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki...

1 ŞİİR MİLYONLARCA ANLAM

YAŞ OTUZ BEŞ

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.    
 
CAHİT SITKI TARANCI
 
 
 
İSTANBUL'U DİNLİYORUM
 
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                    
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
                    
                                 Orhan VELİ
 
 
 
 

Bir Garip Orhan Veli

İstanbul’da Boğaziçi’nde 
Bir garip Orhan Veli’yim 
Veli’nin oğluyum 
Tarifsiz kederler içindeyim

Urumeli Hisarı’na oturmuşum 
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum

İstanbul’un mermer taşları 
Başıma da konuyor martı kuşları 
Gözlerimden boşanır hicran yaşları 
Edalım… 
Senin yüzünden bu halim.

İstanbul’un orta yeri sinema 
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama 
El konuşurmuş, görüşürmüş bana ne

Sevdalım… 
Boynuna vebalim

İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim 
Bir garip Orhan Veli’yim

Orhan VELİ

 
 
 
 
 
NAZIM HİKMET
 
 
 
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
 
 
 
 
 
 
 
 
NAZIM HİKMET
 
 
 
Seni düşünürüm
Anamın kokusu gelir burnuma
Dünya güzeli anamın
 
Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
Bir yitirip bir bulurum al al olmuş yüzünü
 
Sebebi ne
Seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın
Sen böyle uzakken senin sesini duyup
Yerimden fırlamamın sebebi ne?
 
Diz çöküp bakarım ellerine
Ellerine dokunmak isterim
Dokunamam
Arkasından camın
Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm
Alaca karanlığımda oynadığım dramın
 
 
 
 
 
BAHAR YELİ
 
Nihayet damlarda leylekler göründü 
Upuzun gagalarını takırdatan 
Vefasız sandığımız turnalar döndü 
Geçen yıl gittikleri meçhul diyardan 

Çiçek açmış ağaçlara bak ne güzel 
Gel bizim olsun serçelerin neşesi 
Gel seninle kırlara açılalım gel 
Neler vadetmiyor akar suyun sesi 

Şu yeşilliğin ta sonuna gideriz 
Ne olduğumuzu unutuncaya dek 
İstersen havadan sudan bahsederiz 
Yalnız adımlarımızla sevişerek 

Uzamaya başladı günler sahiden 
Güneşin batmak istemediği belli 
Eteğini havalandırarak esen 
Kış boyunca düşündüğüm bahar yeli
 
 
CAHİT SITKI TARANCI                                         

 

Fotoğraflar: Anasayfa

/album/foto%c4%9fraflar%3a-anasayfa/siir-jpg1/
/album/foto%c4%9fraflar%3a-anasayfa/images-jpg1/

Anket

Yaş Otuz Beş Şiiri hangi yazara aittir

CAHİT SITKI TARANCI (12)
43%

YAHYA KEMAL BEYATLI (5)
18%

NURULLAH ATAÇ (6)
21%

AZİZ NESİN (5)
18%

Toplam oy: 28

Sitede ara